Geçtiğimiz ay Eğitim İş Sendikası Ağrı Şube Başkanlığı’nın Patnos Selahattin Eyyubi Fen Lisesi’ne ziyaretleri esnasında Patnos Selahattin Eyyubi Fen Lisesi Okul Müdürü Mehmet Akif Dadaş ve Eğitim İş Ağrı Şube Başkanı Hüseyin Akboğa’nın yaşadıkları tartışmaya yönelik Başkan Akboğa’dan açıklama geldi.
Yaptığımız araştırmalarda ve gördüğümüz bulgular neticesinde Patnos Selahattin Eyyubi Fen Lisesinde 25 Kasım 2024 tarihinde saat 14 sularında gerçekleşen olay ile ilgili yaptığımız analiz şudur. O gün sendikal faaliyet için Patnos ilçesinde çeşitli okullara ziyarette bulunan Eğitim İş Sendikası İl Başkanı Hüseyin Akboğa ve İlçe Temsilcisi Mehmet Akif Birinci, Patnos ilçesinde çeşitli okulları ziyaret ediyorlar bu ziyaretlerde sendikalarını tanıtıp çeşitli çalışmalar yapıyorlar.
Sonra Selahattin Eyyubi Fen Lisesi ne gidip oradaki müdürle görüşüyorlar. Müdür kendilerine öğretmenlerin daha yeni derse girdiklerini ve teneffüsün 40 dakika sonra olduğunu söylüyor. Bundan dolayı da oradaki Eğitim İş Sendikası yetkilileri yemek yemeğe gidiyorlar ve ardından da Atatürk İlkokuluna gidip bir üyelerine hediye veriyorlar. Geldiklerinde öğretmenlerin tekrar derste olduğunu görüyorlar ve okul müdürüne teneffüsün ne zaman gerçekleşeceğini soruyorlar.
Odada bulunan Selahattin Eyyubi Okul Müdürü Mehmet Akif Dadaş, Müdür Yardımcısı bir kadın arkadaşımız, Eğitim İş İl Başkanı ve ilçe başkanı bulunmakta. Mehmet Akif Dadaş, “Siz geç kaldınız ben şimdi öğretmenleri nasıl dersten çıkayım.” şeklinde konuşuyor. Eğitim İş Şube Başkanı Hüseyin Akboğa da müdür yardımcısına dönerek, “Hoca Hanım biz ne zaman öğretmenleri dersten çıkartın diye bir söylemde bulunduk. Biz sadece teneffüse kaç dakika olduğunu sorduk.” diyor. Bunun üzerine Mehmet Akif Dadaş da “Siz zaten çayı da içmediniz. Burası devlet makamı.” sözüne karşılık Hüseyin Akboğa müdürüm, “Çay içmemek saygısızlık mı oluyor. Açtık ve içemedik bu makama saygısızlık mı oluyor.” diyor.
Sonrasında Eğitim İş Ağrı Şube Başkanı ile tartışmaya başlıyorlar ve Okul Müdürü Mehmet Akif Dadaş sendikacıları odasından kovuyor. O sendikacılar da odasından ayrılıp koridora çıkıyorlar ve Okul Müdürü Mehmet Akif Dadaş’ın da peşlerinden koridora çıktığını söylüyorlar. Koridorda Müdürün, sendikacıların üstüne yürüdüğü ve el kol hareketi yaptığı söyleniyor. Yine tartışmanın devam ettiğini, bu sefer Mehmet Akif Dadaş’ın sesini yükselttiğini bunun üzerine Eğitim İş sendikası Ağrı şube başkanı Hüseyin Akdoğan’ın da sesini yükselttiği, Müdürün tartışmalar esnasında İlçe Başkanı Mehmet Akif Birinci’nin başını okşadığını, ardından İl Başkanı Hüseyin Akboğa’nın başını okşadığını ve neticesinde bu olaydan sonra da Hüseyin Akboğa’nın daha fazla tepki gösterdiğini, “Sen bize nasıl dokunursun.” şeklinde tepkiler göstermeye başladığını, Mehmet Akif Dadaş’ın da, “Herşey kayıt altında göreceksiniz.” şeklinde tehditler savurduğu, “Siz sendikacı değilsiniz.” dediği söyleniyor.
Ardından öğretmenlerin araya girmesi ile beraber sendikacıların okuldan çıkmak üzere bahçeye doğru yöneldiğini söylüyorlar. Okul bahçesinin ortasına doğru geldiklerinde Mehmet Akif Dadaş’ın tekrar okulun merdivenlerine kadar gelip yine onların üstüne doğru yürümeye başladığını ve ardından onun gelmemesi için telkinlerde bulunan diğer öğretmenlere, “Ben bir şey yapmayacağım sadece ben onlarla konuşacağım.” şeklinde bir tavır sergilediğini, bunun üzerine Ağrı Şube Başkanı Hüseyin Akboğa’nın, “Sen kimsin ki bize bir şeyler yapasın senin bize bir şey yapmaya ne hakkın var ne de haddin var.” şeklinde yine tartışmalara devam ettiğini, bunun üzerine yine Mehmet Akif Dadaş’ın onların üzerine yürüdüğünü ardından tartışmaların biraz daha devam ettiğini, akabinde yine ayrıldıktan sonra Müdürün bu iki sendikacıya dönük olarak ‘geri zekalılar’ dediğini ve bunun üzerine Hüseyin Akboğa’nın “Seninle hesaplaşacağız.” şeklinde karşılık verdiğini, Müdürün “Nerede hesaplaşacağız?” diye bağırmasından sonra “Milli eğitimde hesaplaşacağız. Başka nerede hesaplaşacağız.” dediğini ve ardından okuldan ayrıldıklarını söylüyorlar.
Eğitim İş Sendikası 25 Kasım’dan itibaren bu konuya ilişkin olarak 4688 sayılı sendika kanunu örgütlenme haklarının ihlal ettikleri gerekçesi ile hem suç duyurusunda bulunuyorlar hem de bu olayı sosyal medyaya ve yazılı medyaya yansıtmaya başlıyorlar. Olaydan 7-8 gün sonra ise çok garip bir şekilde daha öncesinde hiçbir açıklama yapmamış olan Eğitim Bir Sen okulun merdivenlerinde bazı STK’larla bir araya gelerek hakaretle karışık bir basın açıklaması yapıyorlar.
Eğer ki bu okula bir saldırı olduysa ve buradaki okul müdürüne yönelik bir saldırı ve hakaret varsa Eğitim Bir Sen basın açıklaması yapmak için neden 8 gün bekledi? Neden ilk gün açıklama yapmadı? Bir diğer önemli soru okula saldırı yaptıkları iddia edilen bu sendikacıların saldırı yapmak için neden ilkokula gelişlerini değil de ikinci gelişlerini beklediler? Saldırı niyetiyle okula gelmiş olan bu insanlar neden okula iki kere gelmek zorunda hissetsinler kendilerini?
Sendikacılıkta okulda randevu almak diye bir usul olmamasına rağmen kendileri bir randevu verdiklerini iddia etmektedirler. Sendikacılık randevu ile yapılan bir meslek midir? Söz konusu bütün görüntü kayıtları okul kameraları tarafından çekilmiş olmasına rağmen neden bu kamera görüntüleri sendikacıların okula saldırı yaptığına dair bir delil niteliğinde kamuoyuyla paylaşılmamıştır? Okul müdürünün tarih öğretmeni olmasına rağmen Fen Lisesi’ne nasıl müdür olduğuna ilişkin neden bir açıklama yapılmamıştır? Mevzuatta açık bir şekilde sayısal bölüm öğretmeninin fen lisesine müdür olması gerektiği vurgulanırken sözel bölümden gelmiş olan bir tarih öğretmeni Patnos Selahattin Eyyubi Fen Lisesi’ne nasıl müdür olmuştur?
Daha önce bir Kaymakamın buradaki fen lisesinin müdürünü mobingden dolayı açığa aldırıp 2 ay boyunca açıkta beklettiğine dair somut veriler vardır. Bu somut verilere ilişkin herhangi bir açıklama yapılmamıştır. Eğitim İş’in ulusal medyaya taşımış olduğu bütün iddialar daha önceki soruşturmalarda Mehmet Akif Dadaş hakkında öğretmenlerin vermiş olduğu ifadelerden alınmıştır. Bunların hepsi Eğitim İş’in öğretmenlerden aldığı oradaki öğrencilerin ve velilerin iddialarıdır. Bu iddiaların bir kısmına ilişkin hem cimer şikayetlerinin hem de açılmış olan soruşturmalar bulunmaktadır.
3 yıldır Ağrı’nın her ilçesinde ve hemen hemen her köyünde sendikacılık yapmış olan bu sendikaya ilişkin bugüne kadar Milli Eğitim Müdürlüğü’ne iletilmiş okul ziyaretleri hususunda herhangi bir şikayet olmadığını teyit ettik. Buna rağmen nedense daha önce iletişim konusunda bu kadar sorun yaşamış olan bir okul müdürü ile sadece sorun yaşanılmış ve bunun da tesadüf olmadığı anlaşılmıştır. Yine suç olmasına rağmen Selahattin Eyyubi Fen Lisesi’nin merdivenlerinde basın açıklaması yapılmıştır. 2911’e göre kamu bina ve eklentilerinde basın açıklaması yapmak yasaktır. Bir okulun merdivenlerinde açıklama yapmışlar. Bu da açık bir şekilde kanunlara aykırıdır.
Ayrıca okul tarafından tutulan tutanakta sanki öğretmenler en başından beri okul müdürünün odasından başlayan ve bahçede biten bu tartışmanın hepsine şahit olmuş gibi tutulmuştur. Halbuki o odada sadece 4 kişi bulunmaktaydı ve öğretmenlerden şahit olanlar sadece koridorda ve bahçede yaşanan olaya şahitlik etmişlerdir. Tutulan tutanağın neden bu kadar geniş kapsamlı tutulduğu anlaşılamamaktadır. Tutanağın 25 Kasım’da değil izleyen günlerde tutulması ve neticesinde işleme konulması da yine işin farklı bir boyutudur.
YEREL HABERLER
22 Ocak 2025KÖŞE YAZILARI
22 Ocak 2025YEREL HABERLER
22 Ocak 2025GÜNCEL
22 Ocak 2025