Öğretmenlerimizin değerini sadece bir gün değil, her gün hatırlamalıyız. Onlar, hayatımıza dokunan, geleceğimizi şekillendiren, bizleri hayata hazırlayan kahramanlardır. Bugün, öğretmenlerin günü kutlanırken; sadece atanmış, sürekli çalışan veya kadrolu olarak görev yapan öğretmenler arasında bir ayrım yapmamalıyız. Hep bir ağızdan, tüm öğretmenlerin değerini kutlamalıyız. Çünkü eğitim, sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir yaşam biçimidir.
Eğitim süreci çok uzun bir yolculuktur. Bir insan, 8 yıl ilkokul, 4 yıl lise, ve 5 yıl öğretmenlik eğitimi alarak bu mesleğe adım atar. Çoğu zaman, öğretmenlik mesleğini seçenlerin tek isteği, insanlara bir şeyler öğretmek, onları hayata hazırlamaktır. Okul bitiminde, özellikle genç yaşta, pek çoğunun hayali öğretmen olmaktır. Ancak son yıllarda öğretmenlere karşı duyulan saygının azaldığı, hatta bazı okullarda öğretmenlere hakaret, şiddet gibi acı verici olayların yaşandığı bir dönemdeyiz. Bu durum, hepimizi derinden üzmektedir. Öğretmenlerimize karşı duyulan saygının azalması, sadece onları değil, tüm eğitim sistemini etkilemektedir.
Aileler, çocuklarının eğitiminden öğretmenleri sorumlu tutmakta, ancak bu noktada sosyal medya ve diğer dış etkenler göz ardı edilmektedir. Sosyal medya, çocukların davranışlarını şekillendiren büyük bir araç haline geldi. Ancak aileler, bu mecranın olumsuz etkilerinin farkında olmadan sadece öğretmeni suçlamaktadır. Öğretmenlerin maaşları da uzun zamandır tartışma konusu olmuştur. Çoğu öğretmen, aldıkları maaşlarla geçinmekte zorlanmakta ve bu durum onların moralini bozmaktadır.
Eğitim, son yıllarda ilk kurban edilen birim haline gelmiştir. Ne yazık ki, öğretmenlerimizin çalışma koşulları giderek daha da zorlaşmakta, eğitime verilen değer ise giderek azalmakta. Bu durum, sadece öğretmenlerimizi değil, toplumu da olumsuz etkilemektedir. Eğer öğretmenler mutsuzsa, sağlıklı bireyler yetiştiremezler. Eğitimde kalitenin düşmesi, gelecekteki nesillerin sağlıklı bir şekilde yetişmesini engelleyebilir.
Artık öğretmenlerimize hak ettikleri saygıyı ve değeri vermeliyiz. Onlara sadece daha iyi maaşlar değil, aynı zamanda daha iyi çalışma koşulları, daha fazla destek ve takdir de sunmalıyız. Öğretmenlerin mutlu olması, öğrencilerinin de mutlu ve sağlıklı bireyler olarak yetişmesine yardımcı olacaktır. Unutmayalım ki, eğitimin temel direği öğretmendir. Onlar mutlu ve huzurlu olduğunda, eğitim sistemimiz de daha sağlıklı bir şekilde ilerleyecektir.
Öğretmenlerimize, sadece bir gün değil her gün saygı gösterelim. Onların verdikleri emeğin değerini bilelim ve hep birlikte, daha iyi bir eğitim geleceği için üzerimize düşeni yapalım.
Yazımızı; Hz. Ali’nin “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” sözü ile bitirelim. Bu söz eğitimin ve bilginin hayatımızdaki en değerli unsurlar olduğunu derin bir şekilde anlatan anlamlı bir ifadedir.
YEREL HABERLER
06 Aralık 2024KÖŞE YAZILARI
06 Aralık 2024YEREL HABERLER
06 Aralık 2024GÜNCEL
06 Aralık 2024