AK Parti Diyarbakır Milletvekili Suna Kepolu Ataman, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) gerçekleşen 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi görüşmelerinde yaptığı konuşmayla Diyarbakır Cezaevi’ne doğan güneşin hiç batmayacağının görünür olması gerektiğini vurguladı.

Her zaman sorumlu olduğu hemşerileri için özverili çalışmaları ve projeleriyle bilinen AK Parti Diyarbakır Milletvekili Suna Kepolu Ataman, bu kez hemşerilerinin sesini Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden duyurdu. Kürt ve Türk kardeşliğinden devamlı söz eden Milletvekili Ataman, yaptığı konuşmada Diyarbakır Cezaevi’ne doğan güneşin hiç batmayacağının görünür olması gerektiğini vurguladı.

AK Parti Milletvekili Suna Kepolu Ataman konuşmasında da, “Bir Diyarbakır Milletvekili Olarak, Ana Dilimin Kürt’çe olmasıyla gurur duyup, Resmi dilim olan Türkçe’yi aynı gurur ile konuşmaya çalışan bir kardeşinizim. Bu nedenle nasıl konuştuğumdan ziyade ne konuşacağım önemlidir.

Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı ile müzeye dönüştürülen “Diyarbakır Cezaevi”ne doğan güneşin hiç batmayacağının görünür olması gerekmektedir.

Bu nokta da Cumhur ittifakı ortağımız Sayın Devlet Bahçeli’nin çok kıymetli önerileri doğrultusunda bütün siyasi partiler, Kanaat Önderleri ve Sivil Toplum Kuruluşlarını sorumluluk almaya davet ediyorum.

AK Parti Milletvekili Olarak, Diyarbakır’ın Suna’sı olarak, bir anne olarak; ELİMİ DEĞİL, GÖVDEMİ TAŞIN ALTINA KOYMAYA HAZIRIM, Yeni Anayasa ise Anayasa, fedakarlık ise fedakarlık, özveri ise özveri.

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Sayın Devlet Bahçeli Cumhur İttifakı da olarak hazırlar, bu tarihi fırsat için parti ayrımı yapmadan bütün partileri sorumluluk almaya davet ediyorum.

Kürt’ü ile Türk’ü ile müşterek vatanımızda hür ve kardeşçe yaşamamızın önündeki varsa engelleri ve algıları kaldıralım.

Artık görüldü ki Ülkemizde terörün bitmesi de yetmiyor. Türklerin ve Kürtlerin menfaatine olan; Suriye, Irak ve tüm bölgede terörün bitmesidir. Onu da başaracak olan Türkiye Cumhuriyeti’nin gayreti, bu meclisin iradesidir. Yeter ki bir tek çakıl taşını feda etmeyeceğimiz Ülkemizde artık, hiçbir canımızı kaybetmeyeceğimiz ortamı da oluşturalım.

Bu görev siyasetin ve meclisin müşterek sorumluluğudur.” ifadelerine yer verdi.