“Öcalan’a Özgürlük!” eksenli söylem ve etkinlikler süreci dinamitlemek isteyenlerin arayıp da bulamayacakları bir zeminin oluşmasına sebebiyet veriyor.

Sürece destek veren kitlede yanlış anlaşılmaların boy atmasına yol açıyor.

Güvensizlik iklimine kapı aralıyor.

Süreci yürüten AK Parti-MHP ittifakının siyaseten elini zayıflatıyor.

DEM Parti yanlışta ısrar ederse süreci destekleyen kitlede oluşacak tepkinin büyümesi karşısında toplumsal rızada gedik açılır ve siyasi destek de sorunlar belirir.

DEM Parti sürecin başarısı için çalışıyorsa tuttuğu yol yanlış, benimsediği dil zararlı.

DEM Parti süreci bozmak istiyorsa veya süreci bozmak isteyenlerin değirmenine su taşımak istiyorsa o zaman hiç bir sözün anlamı olmaz.

Çözüm Sürecine Anlamlı Destek
Çözüm Sürecine Anlamlı Destek
İçeriği Görüntüle

Sadece sürece yazık olur.

TBMM süreç komisyonunda yaptığım konuşmada da belirttiğim üzere çözümün aktörü olacak Öcalan’ın sorunun kendisine dönüştürmek, sürece yapılabilecek siyasi bir sabotaj olur.

DEM’in izlediği bu yanlış siyaset, yanlış bir tepkisellikle karşılandığında, ortaya tam da süreç karşıtlarının işine yaratan toplumsal ve siyasal bir iklim oluşuyor.

Öcalan’ın “Devlet ve toplumla bütünleşme” amacına yaslanan yeni paradigmanın siyasetini bir türlü inşa edemeyen DEM Parti’nin bu kez sürecin “Öcalan’a Özgürlük” gibi bir eksene oturtan bir eylemselliğe dönüştürülmesi akıl alır gibi değil.

DEM Parti’yi bu süreçte düşmanlaştıran bir dilden kaçınmak ne kadar gerekliyse DEM’in süreç karşıtlarının oyun planına göre davranan siyasaları karşısında uyarıcı bir fil kullanmak da o kadar gereklidir.

Sürecin son düzlüğünde DEM’in çok daha sorumlu, güven telkin eden, öfkesellikten ve tepkisellikten kaçınan ve en önemlisi herkesin hassasiyetini ortaklaştıran kuşatıcı bir siyasa izlemesi gerektiğini söylemek, sürecin selameti açısından tarihi bir borçtur.