İçişleri Bakanı Sayın Ali Yerlikaya’nın adı bugün sadece Türkiye’nin güvenliğiyle değil, adaletli yönetim anlayışı ve halkla kurduğu samimi ilişkilerle de anılıyor. Fakat onu bu noktaya taşıyan yolculuğun önemli bir durağı da hiç kuşkusuz Ağrı Valiliği dönemidir.
Ali Yerlikaya, 4 Ağustos 2012 ile 19 Şubat 2015 tarihleri arasında Ağrı Valiliği görevinde bulunmuş ve bu süreçte Ağrı’da iz bırakan bir yönetim anlayışı sergilemiştir. Halkın her kesimine dokunan, sadece valilik makamında oturmayan, sokakta, köyde, aşirette, evde, tarlada halkla iç içe olan bir profil çizmiştir. O dönem, Ağrı halkının bir valiyle ilk defa bu denli yakın ilişkiler kurabildiği, dertlerini doğrudan aktarabildiği ve çözüm bulabildiği bir dönemdi.
Ali Yerlikaya, Ağrı’da görev yaptığı yıllarda;
* Aşiretlerin isimlerini,
* Aile büyüklerini,
* Kanaat önderlerini,
* STK’ların taleplerini,
* Yerel medyanın eleştirilerini,
yakından bilen, önemseyen ve takip eden bir yönetici olarak öne çıktı. Ağrı'nın sorunlarını sadece not etmekle kalmayan, bizzat Ankara’ya taşıyan ve çözüme dönük adımlar atan bir mülki idare amiriydi.
Valilik görevinden sonra İstanbul’a vali olarak atanan ve ardından İçişleri Bakanlığı gibi stratejik bir makama yükselen Ali Yerlikaya’nın bu başarısında kuşkusuz Ağrı'da edindiği saha tecrübesinin büyük payı var.
Bugün, Sayın Bakan Ali Yerlikaya Ağrı’ya geldiğinde; bir bakan gibi değil, “memleketine dönen bir hemşeri” gibi karşılanıyor. Halkın gözünde sadece bir devlet adamı değil, "Ağrılı gibi kabul edilen bir değer" haline gelmiş durumda. Onun samimiyetini, sahiciliğini, geçmişteki izlerini unutmayan halk, başka hiçbir bakana göstermediği ilgiyi ona gösteriyor.
Ancak…
Gelinen noktada üzülerek belirtmeliyim ki, Ağrı’nın ne siyasileri ne de bürokratik yapısı Sayın Bakan’ın bu sevgisinden ve sahip olduğu etkiden yeterince yararlanamıyor. Ağrı bürokrasisi adeta darmaduman. Hantal, verimsiz, halktan kopuk ve çözüm üretmeyen bir yapı hüküm sürüyor.
Sayın Bakan Ali Yerlikaya eğer Ağrı’yı hâlâ bizim bildiğimiz gibi seviyorsa –ki ben buna yürekten inanıyorum– bu hantal bürokrasiyi bir an önce yeniden şekillendirmeli. Çünkü halk, hâlâ onu seviyor, hâlâ ondan umut bekliyor. Bu kent için bir şeyler yapabilecek az sayıdaki isimden biri olduğuna inanıyor.
Bugün Ağrı’da siyaset, toplumla arasına duvarlar örmüş durumda. Bürokrasi ise halkı tanımıyor, toplumsal dinamikleri önemsemiyor. Valiliğin kapısı halktan çok protokole açık. Oysa ki Ali Yerlikaya döneminde halk, valilik kapısını hiç çekinmeden çalabiliyordu.
Ben de bir gazeteci ve sivil toplum temsilcisi olarak Sayın Yerlikaya ile geçmişte birçok defa görüştüm. Her görüşmemizde Ağrı’nın sorunlarını masaya yatırır, çözüm yollarını konuşurduk. O da bu talepleri yalnızca dinlemekle kalmaz, üzerine çalışır ve geri dönüş yapardı. Bu yaklaşımı, birçok kamu yöneticisine örnek olacak nitelikteydi.
Bugün geldiğimiz noktada, halkın sesine yeniden kulak verilmesi gerekiyor. Ali Yerlikaya’nın geçmişte olduğu gibi, bugün de Ağrı’nın ihtiyaçlarını gözeten adımlar atacağına inancım tam. O, bu coğrafyayı bilen bir adam. Ne demek istediğimi, bu yazının satır aralarında mutlaka anlayacaktır.
Ağrı’yı yeniden hareketlendirecek, halkla devleti barıştıracak, üretmeyen yapıları değiştirecek bir iradeye ihtiyaç var. O irade, Ali Yerlikaya’nın karakterinde mevcut.
Teşekkür ederim.