Patnos’ta alışık olmadığımız bir tabloya şahit olduk. Sabahın erken saatlerinden itibaren, bizzat belediye başkanının sahada yürüttüğü hummalı bir çalışmayı izledik. Bu sadece bir çalışma değil, aynı zamanda bir zihniyetin, bir vizyonun ve bir duruşun ifadesiydi.
Belediye Başkanı Abdülhalik Taşkın, biz gazetecilerle bir araya geldi. Lakin bu bir basın toplantısından fazlasıydı. Sıcak, sade, yapıcı bir atmosferde hem yapılanları hem de yapılacakları dinledik. Ne rol yapan biri vardı karşımızda ne de ajandaya oynayan biri. Vardı, çünkü çalışıyordu. Konuştu, çünkü söyleyecek sözü vardı.
Ama öyle büyük büyük laflarla değil. Kendinden emin, sade ve dürüstçe:
“Sabah 6.30’da sahadayım. Makam odası benim için önemsiz. Belediyeyi 903 milyon borçla devraldım. Şu anda sadece aylık 1 milyon lirayla 8 projeyi kendi ekiplerimle yürütüyorum.”
Bu bir cümle değil, bir yönetim tarzıdır.
Patnos’un merkezinde yürüyün; Kasaplar Çarşısı’ndan Atatürk Mahallesi’ne kadar gidin. Gözlerinizle görün. Çukurların yerini asfalt, harabelerin yerini temizlik, karmaşanın yerini düzen almış. Kaldırımlar yenileniyor, ağaç dikiliyor, araç filosu genişliyor. Ve bu dönüşüm, sosyal medya reklamlarıyla değil; bizzat Başkan Taşkın’ın sabah sabah paylaştığı, ter kokan sahadan karelerle anlatılıyor.
O bir slogan değil, bir söz söylüyor:
“Ben gerekeni zaten yapıyorum.”
Kendisini tanıyanlar bilir. Çok konuşmaz. Polemik sevmez. Ama işinin başındadır. Elini taşın altına koymaktan çekinmez. Sorumluluğu başkasına atmaz. Ve bugünkü toplantıda da öyleydi: Sessiz ama net. Gösterişsiz ama somut.
En önemlisi de şu:
Birçok belediye başkanı göreve gelir gelmez arsa satışına yönelir. Abdülhalik Taşkın göreve geldiğinden bu yana bir karış yer satmadı. Tasarrufu, üretimi ve emeği tercih etti. İsraf yerine yatırım, reklam yerine iş, laf yerine alın teri koydu masaya.
Bunlar sadece bugünün meseleleri değil. Patnos’un yarınını şekillendiren adımlar. Çünkü şehir dediğimiz şey; sadece kaldırım, asfalt ya da binalar değil. Bir güven meselesidir. Ve Patnos bugün sadece yollarını değil, umudunu ve güvenini de onarıyor.
Gerçek bir belediyecilik örneği
Bu tabloya şahit olmak, hem bir gazeteci hem de bir yurttaş olarak içimi umutla doldurdu. Başkan Taşkın, klasik siyaset dili yerine hizmetin ve emeğin diliyle konuşuyor. Yaptığı her işin arkasında bir hikâye, bir samimiyet var.
Evet, Patnos ayağa kalkıyor.
Ve bu sessiz devrimin mimarı, Abdülhalik Taşkın.
Biz sadece izlemiyoruz.
Not ediyoruz.